Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. -den başka, … dışında, … hariç, yalnız, ancak, sırf.
    No one came outside of me: Benden başkası gelmedi (yalnız ben geldim).
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

have no occupation outside of one's office work
büro işinden başka uğraşı olmamak Fiil
outside of the fence
çitin dışında
be outside of sb's circle of friends
birinin arkadaş çevresi dışında bulunmak Fiil
get outside of a good dinner
çok iyi yiyip içmek Fiil
keep outside of a dispute
ihtilafın dışında kalmak Fiil
occupation outside of office work
normal büro işi dışında iş edinmek Fiil
be outside the purview of an inquiry
bir soruşturmanın konusu dışında kalmak Fiil
be outside the reference of a commission
bir kurulun görevi dışında kalmak Fiil
be outside the sphere of sb's activities
birinin faaliyeti dışında kalmak Fiil
be outside the terms of sb's reference
birinin yetkisi dışında kalmak Fiil
European Agreement for the Prevention of Broadcasts Transmitted from Stations Outside National Territories
Ulusal Sınırlar Dışındaki İstasyonlardan İletilen Yayınların Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi İsim, Uluslararası Hukuk
fall outside the province of science
bilim alanının dışında olmak Fiil
lie outside the scope of one's address
görev kapsamı dışında olmak Fiil
lie outside the sphere of sb's activities
birinin faaliyet alanı dışında kalmak Fiil
outside the context of ...
... kapsamı dışında Zarf
outside the framework of ...
... kapsamı dışında Zarf
outside the pale of civilization
uygarlığın dışında
outside the scope of ...
... kapsamı dışında Zarf
the parts of a country outside the big cities
taşra
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.